Deve Hanı Çeşmesi İzmir 1853

Gravür sanatının 18. yüzyıldaki büyük ustası Eugéne Flandin 1844 yılına rastlayan ikinci görevi sırasında İstanbul, özellikle boğaz, Çanakkale ve İzmir gezintileri izlenimlerini sanat hayatının en parlak olayı olarak yorumlamıştır. İran Büyükelçiliği’nde 1840- 41 yılları arasında ataşelik yapan Flandin, bu dönemde de Hindistan sınırına kadar uzanan topraklarda Asya kıtasının mimarisi ve heykeltıraşlığı üzerinde değerli araştırmalar yapmış, uzun
seyahati sırasında gördüklerini gravür olarak işlemiştir. Flandin, Boğaz’dan İzmir kıyılarını da içine alan ikinci misyonundaki gravürleri her vesilede örnek alınabilecek çalışmalar olarak göstermiş ve o devrin Türkiye’sinden şöyle bahsetmiştir: “Boğazın insanı büyüleyen güzelliğinden Çanakkale, İzmir ve kıyılarına kadar dayanan gezilerim hayatımda çok önemli yer tutmuştur. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, adı geçen yerlerin gravürleri uzun süre kaldığım İran’daki çalışmalarımdan çok daha titizlikle hazırlanmıştır.” Eserde önce gravürlerle ilgili açıklamalar verilmiş, daha sonra gravürler sunulmuştur. Gravür başlıklarından bazıları şunlardır: Boğaz, Anadoluhisarı, Beşiktaş İskelesi, Sarayburnu, Haliç Girişi, Kılıçali Paşa Camii, Galata Caddesi, Pera’daki Küçük Mezarlık, Köprü, At Meydanı ve Sultanahmet, Eyüp İskelesi,Ayvansaray Kapısı’ndaki Mezarlık ve Surlar, Üsküdar İskelesi, Harem İskelesi, Çanakkale Boğazı, İzmir’in Limandan Görünüşü, İzmir’in Musevi Mezarlığından Görünüş.